Kadın örgütlenmesinde uzun vadeli hedefimiz; DEV-KAD
[Devrimci Çözüm kasım 1997]

Yaklaşık beş aydan bu yana, dergimizde bir kadın sayfası var. Devrimci hareketin gelişimim, sürecini, kendi içindeki kıpırdanışını ve dinamiklerim yeniden harekete geçirişim izlemeyenler için, bu çok sıradan bir gelişme olarak yorumlanabilir.

Çünkü bugün, genelde bütün siyasi dergilerin bir kadın sayfası var. Solun hemen her kesiminde kadın sorunu şu veya bu düzeyde tartışılıyor ve görece daha "iri" sayılabileceklerin çoğunun, kendi yapışım yansıtan bir kadın örgütlülüğü var. Ancak genel olarak sola da, siyasi dergilerin kadın sayfalarına da, solda varolan kadın örgütlülüklerine de damgasını vuran bir şey var ki; kaba bir pragmatizmin şekillediği bir kofluk!

Gerçekten de sol, varolan gençlik dergileri, gençlik örgütleri, vb. aracılığıyla gençliğe ne kadar ulaşabiliyor, onu ne kadar kucaklayabiliyor ve gençlik, bu kurumlar vasıtasıyla devrimde kendisin! ne kadar hisset-tiriyorsa; kadınlar için de aynısı, hatta daha geri bir durum geçerli.

Oysa kadının, varolan sistem içindeki sorunlarım yansıttığı kadar, kendi geleceğinde -yani devrimde- kendisin ifade edebileceği örgüt ve araçlara da ihtiyacı var. Üstelik bu ihtiyaç sadece kadının değil, Türkiye devrimci hareketinin de ihtiyacıdır. Bu nedenle, Devrimde Kadın, Kadın da Devrim derken, dergimizde böyle bir sayfa açarken, kadın sorununu tartışır ve onun örgütlülüğünü savunurken; soruna yaklaşımımız kısa vadeli bir pragmatizm değil, geleceğin örgütlenme projesi çerçevesinde oldu.

Devrimci hareketin yeniden örgütlenmesi sürecinde, Türkiye devrimci harekelinin boşluklarından biri olarak kadın örgütlülüğü de, .önemli alanlardan biri.

Türkiye devrimci harekelinin, yarının Devrimci Kadın Hareketi'ne öncülük edecek bir DEV-KAD'a ihtiyacı var. Nasıl ki, bu ülke topraklarındaki gençlik, DEV-GENÇ'te kendi kimliğini bulmuş ve ülke devriminin en aktif, en dinamik, en canlı ve üretken kesimi olmuşsa; kendi örgütlülüğü içinde kendi kimliğin'! bulacak kadınlarımız da, bu örgütlülük vasıtasıyla kendisin! ülke devrimine yansıtabilecek, ağırlığım hissettirebilecek ve devrimi besleyen, büyüten bir güç olabilecektir.

Bu anlamda, "Dünyayı Bir kez de Türkiye'den Sarsacak" bir örgüt nasıl bizler için bir hedefse, o sarsıntıyı toplumun bütün alanlarına taşıyacak örgütlenme biçimlerinden biri olarak DEV-KAD da hedefimizdir.

Kondu'lardan şehir merkezlerine, fabrikalardan tekstil atölyelerine kadar her yerde; tezgahtarlardan büro görevlilerine, kuaförlerdeki "kalfa kız"dan okuldaki "öğrentmen hanım"a, bütün emekçi kadınların bu düzenle çifte çelişkisi var!

Bu yüzden örgütlenmek istiyoruz!
Sistemin kadına sunduğu tel örgülü yaşamın duvarlarım yıkmak istiyoruz!
Sokaklarda, meydanlarda ve yaşamın her alanında kadının sesi daha gür çıksın istiyoruz!
Kadının yaratıcılığı, titizliği, üretkenliği, sabrı, özverisi devrime aksın istiyoruz!
Dünyası daraltılmış, yetenekleri köreltilmiş, yaşama sevinci zayıflatılmış, gelecek umudu tüketilmiş, kendine güvensiz kadın değil; üreten, yaratan, coşkulu, dinamik, özgüvene sahip kadın istiyoruz.
Yılgınlığın, inançsızlaşmanın, yozlaşmanın, çürümenin, dağınıklığın kol gezdiği bir toplumda; gelecek günlere inancın, umudun, sevdanın, kavganın sesi olmak istiyoruz.
Adı var, kendi yok bir kadın örgütü değil. DEV-KAD'ı istiyoruz!
Dostun da, düşmanın da saygısını kazanacak, "işte devrimci kadın örgütü!" dedirtecek bir örgüt istiyoruz.
Evet, çok şey istiyoruz.
Çünkü biz dünyayı istiyoruz, yani devrimi...

Bugün, mücadelenin ve örgütlenmenin bugünkü düzeyine denk düşecek ve onunla birlikte gelişip güçlenecek mütevazi -ama kararlı- adımlar atma zamanı. Abartmadan, verili gerçeklikten kopmadan ama mutlaka onu aşma iradesini de taşıyarak, adım adım DEV-KAD'ı yaratacağız, ona ulaşacağız!

Devrimci hareketle gönül bağı olan tüm kadınlarımız, bunun özlemiyle, bunun inancıyla, bunun kararlılığıyla bakmalı geleceğe. Kadın-örgütlülüğünün yaratılması için her türlü çaiismaya duyarlı olmalı. Çevresinde, bulunduğu alanda böyle bir çalışma başlatılmamışsa sormalı, dayatmalı, takipçisi olmalı.

İstemeyi öğrenmeli kadınlarımız. Birilerinin gelip de kendilerini aramasını, yapacaklarını söylemesin beklemek yerine, bulunduğu bölgedeki tanıdığı devrimcilere gitmeli, sormalı, istemeli. Ve tüm alanlardaki, bölgelerdeki devrimci hareket insanları, bulunduğu çevrede kadın örgütlülüğüne ilişkin bir faaliyetlilik başlatılması için uyarıcı, yönlendirici olmalı.

Kadınların devrimci hareketle gönül bağım kuracak, geliştirecek ve alanın özgünlüğünü dikkate alan esneklikte bir faaliyetliliğin örgütlenmesi, önümüzdeki sürecin görevi olarak kavranmalıdır. Düzenlenebilecek etkinlikler, örgütlenebilecek faaliyetler, her bölge ve alan özgülünde, en geniş ilişkiler dikkate alınarak düşünülmeli, bu konuda bir üretkenlik, zenginlik yakalanmalı. Bir bölge veya alanda tek bir devrimci hareket insanı bile varsa, düsünüldüğünde, o bölge veya alana özgü bir faaliyet ve etkinlik biçimi mutlaka bulunur. Gelişimin yasası harekettir. Bekleye-rek hiç bir gelişme yakalanamaz. Mükemmelliyetçi yaklaşımlarla olgunlaşmış ilişkiler aramak yerine, varolan ilişkileri faaliyetlilik içinde geliştirip zenginleştirmeyi hedeflemeliyiz. Unutulmamalıdır ki, bu çalışmanın ortaya çıkaracağı zemin, bir sonraki adımın örgütlenmesini elverişli kılacaktır.



Devrimci Kadın

Hauptseite