Birlesik Devrimci Gücler Platformu
Plattform der Vereinigten Revolutionären Kräfte
Platforma Hezen Soresgeren Yekgirti TÜRKİYE VE KÜRDİSTAN HALKLARINA. DEVRİMCİ. DEMOKRAT KAMUOYUNA Bilindiği gibi, BDGP, 4 Haziran 1998 günü topyekün haksız savaşa karşı, topyekün Devrimci Direnişi örgütleme doğrultusunda dört ana ilke temelinde oluşturularak kuruluşunu ilan etti. BDGP'nin kuruluşunu PKK, TKP (ML), MLKP, TKP/ML, TDP, DHP, TKP-Kıvılcım, Devrimci Sol gibi örgüt ve partileri ilan etmişti. Bir süre sonra, TKP /ML bu oluşumdan ayrılmış, daha sonra BP/KK-T, DSİH, BYDÖ, PRK-Rızga-ri'nin asıl, Devrimci Hareketin destekçi konumuyla katılmaları neticesinde.daha da genişleyerek büyümüş, faaliyetlerini 1,5 yıla yakın bir zaman diliminde aksatmadan sürdürmüştür. Neydi BDGP'nin dört temel kuruluş ilkesi?
1- BDGP Güçleri, birbirlerinin bağımsız, ideolojik, siyasi, örgütsel varlığına ve faaliyetlerine saygılıdırlar. Farklılıklarımızın bilincindeyiz. Ancak bu düşmana karşı somut hedefler temelinde birleşilen noktalarda birlikte yürümenin engeli olamaz. 2- BDGP'nin Eylem Birliği, mücadelenin ihtiyaçları temelinde, her alan ve kesimin somut koşullarına göre biçimlenir. Mücadelenin değişik sahalarının özgülüne göre şekillenir. 3- BDGP Güçleri, birbirlerine her türlü dayatmayı reddeder. Anlaşma noktalarında, beraber yürümeyi, farklılıklarda eylem birliği, güçlerin özgür iradesine saygıyı esas alır. 4- Eylem birliğimiz, devrimci mücadelenin pratik ihtiyaçlarının hizmetindedir. Birlik olsun diye birlik anlayışım reddedir. Eylem birliği kendi basma amaç değil, devrim mücadelesine katkıda bulunmanın araçlarından biridir. Ne için? Nasıl? Sorularının dışında bir birlik sadece gösteridir. Eylem birliğimiz somuttur diyor ve eylem birliğimizin, devrimimizin vazgeçilmez ihtiyacı olduğunu gerçeğe dönüştürüyordu. Yine kuruluş bildirgesi; "T.C. Devleti halklarımıza karşı topyekün bir savaş sürdürmektedir. Buna karşı çıkmadan demokrat dahi olunamaz. Ezilen Kürt ulusu ve azınlıkların inkarı, emekçilerin azgınca sömürülmesi üzerinde yükselen T.C. rejiminin MGK kumandalı sürdürdüğü özel harp gerçeğini her kesim yaşıyor. Bu vahşet üzerinde uzun uzadiya durmaya gerek bile yoktur. Vahşeti onaylamak, sessiz kalmak suçtur. Varlığı reddedilen, imhaya maruz bırakılan, Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Özgürce Tayin Etmesi Hakkıdır. Bu hakkı gasp eden TC'nin kendisine dayattığı boyunduruğa karşı baş kaldırması meşrudur. Topyekün haksız savaşa karşı, Kürt Ulusu ve azınlıkların, proletarya ve emekçilerin ulusal ve sosyal kurtuluş savaşı haklı bir savaştır. Ulusal, sınıfsal, inanç, cins baskısı, TC sisteminin gerçekliğidir. Haklı Savaş, dayatılan eşitsizlikleri alt etmeyi hedefler. Topyekün haksız savaşa boyun eğmek bir insanlık suçudur. Buna karşı, kurtuluş için zafere kilitlenmiş bir ruhla, topyekün direniş perspektifiyle yüklenmek acil bir görevdir. Sistemin, halklarımıza kesilen krizinin faturasını kabul edemeyiz. Vurgusuyla güzergahım çiziyor ve pratikte eylemlerine yön veriyordu. Kuruluş aşaması, BDGP'nin tanıtımını kapsadı. MED TV'de ve Avrupa çapında düzenlenen panellerle BDGP en geniş kesime, kuruluş ilke ve amaçları doğrultusunda tanıtımım coşkulu katılımlarla gerçekleştirdi. Avrupa'da ülke ve yerel platformların; Türkiye ve Kürdistan'da gençlik platformunun, Karadeniz ve Dersim Gerilla alanlarının kendi somut koşullarına uygun platformlarının ve değişik alanlarda alanların özgülüne uygun platformların oluşturulması sürecin daha da olumlu karşılanmasını beraberinde getirdi. Bu süreçte bilinen Suriye krizi patlak verdi. PKK ve önderi A. Öcalan şahsında devreye sokulan uluslararası emperyalist karşıdevrimci komplonun deşifre edilmesi, saldırıların göğüslenmesi için Avrupa'nın bir çok merkezinde gerçekleştirilen protesto gösterilerinde BDGP, aktif olarak yer aldı. Bunu ülke sathına yaymaya çalıştı. Devrimci eylem birliğini güçlü bir biçimde pratiğe geçirdi. Birleşik Devrimci Güçler Platformu, ABD, TC ve İsrail stratejik ittifakının halklarımız açısında oluşturduğu tehditlere dikkat çekmiş, uluslar arası planda PKK şahsında, halklarımıza, devrime yönelik saldırı ve tasfiye hareketine karşı, dalgakıran rolü oynamaya çalışmış, güçlerini bu eksende her alan özgülünde karşı saldın ve eyleme hazırlayarak harekete geçirmiştir. Bu gelişmeler, BDGP'nin uzunca bir dönem taktik eylem ve ortak noktalarda hareketine yön vermiştir. Bunun ne kadar haklı ve doğru bir taktik olduğu PKK Genel Başkanı A. Öcalan'ın Kenya'dan kaçırılması ve sonrasında dayatılan teslimiyet ve tasfiye süreciyle daha bariz bir şekilde doğrulanmıştır. Dünyanın gündemini oluşturan KUKM, doğal olarak BDGP'nin de gündemini oluşturmuştu. BDGP, bu dönemde Kürt Ulusuna emperyalizm ve bölge gericiliği tarafından dayatılan uluslar arası saldırı ve tasfiyeye karşı azı msanmayacak derecede mücadele yürüttü. Dağdan metropollere, metropollerden cezaevleri ve yurtdışı'na kadar kavganın ve siper yoldaşlığının en iyi örneklerinin köşe taşlarım döşedi. Bu süreç, Kürt halkının gerçek dostlarının emperyalist ülkeler ve burjuva liberaller değil, devrimciler olduğunu bir kere daha gösterdi. Yine bu süreçte, 70'lerin birlik, direniş ve sahiplenme ruhu, ortak yürütülen mücadele ve eylemliliklerde yaşatıldı. Aynı siperlerde, kavganın tarihe armağan ettiği, Kürdistan ve Türkiye Devrim tarihindeki altın sayfalar arası na yazılan şehitlerimiz, görkemli yerlerin! aldılar ve bu birliği çok daha anlamlı kılarak kalıcılaştırdılar. PKK'den Mustafa KURT, Sema ALP, Ahmet AÇAR, Sinan KARAKUŞ, TKP(ML)'den, Nurhak POLAT, Veysel ÇINAR, TDP'den Çetin GÜNEŞ, DHP'-den Meral KOŞOTURACAK, MLSPB'-den Serpil POLAT BDGP şehitleri olarak tarihimize geçtiler. BDGP, NEWROZ'da, 1 MAYIS'ta, 8 MART'ta, Kızıldere ve Mayıs şehitlerinin anılması günlerinde ortak başarılı eylemler gerçekleştirdi. Ölüm Orucu Şehitlerim, sokak gösterileriyle andı. Toplantı, seminer, geceler, yasal ve yasadışı her türlü eylemi, ülke ve yurtdışında hayata geçirdi. Bu dönemde pratik dayanışmanın sarsıcı etkisi, devrimci örgütlerimiz arasındaki, ilişki, birlik ruhu, ortak düşmanlarımıza karşı, ortak mücadele çizgisi daha net bir biçimde ilerleme kaydetti, Gerilla alanları bahar atılımlarıyla düşmanı önemli kayıplara uğrattı. Her alanda devrimci birlikteliğin gelişmesinde ilerlemeler sağlandı. Halklarımızın birbirine yakınlaşması; ayyuka çıkan şovenizmin geriletilmesi, eylem birliğimizin daha da anlamlı kılınmasını beraberinde getirdi. BDGP önemli bir süreçte, halklarımızın ve devrimci örgütlerimizi daha da yakınlaşması ve birlikte mücadele etmesi açısından olumlu bir zemin oluşturdu. Bu döneme kadar süre gelen devrimci örgütlerin birbirine önyargıyla yaklaşma ve birbirinden uzaklaşma anlayışım zayıflattı. Eylem birliği ve mücadele zeminini güçlendirdi. Eylem birliğimiz aynı zamanda varlıklarım birbirleriyle rekabet zeminine oturtan; örgütü, mücadelenin ve devrimin aracı olmaktan çıkaran dargrupçu kültüre karşı açılmış bir bayraktır. Daha bugünden dostlarımızın varlığına tahammül edemeyen, beraber yürümeyi beceremeyen, halkın devrimci güçlerinin, devrim ve sosyalizm söylemi inandırıcı olamaz. Gündemlerinin merkezine dostlarım alt etmek için cebelleşmeyi oturtanlar, devrime yürüyemezler. Birliğimiz bu yaklaşım ve kaygılara karşı, siper yoldaşlığım ve aynı mevzilerde düşmana indirilen eylemleriyle, mücadele bayrağım göndere çekmiştir. Elbette ki, süre gelen pratiğimizdeki eksikliklerimiz de olmuştur. İmralı savunmalarıyla başlayan belirsizlik süre-cinde platform bir tıkanmayla karşılaştı. Bu dönemde pratik tavır alma ve eylemlilikleri geliştirme mümkün olmadı. A. Öcalan'ın; 2 Ağustos 1999'da "PKK güçlerini sınırların dışına çekme ve silah bırakma" çağrısından sonra BDGP içinde ayrışma kaçınılmaz hale geldi ve BDGP öncelikli olarak bu sorunu çözmek zorundaydı. Bu süreçte BDGP içerisinde çok ciddi ideolojik tartışmalar gündeme gelmişir. PKK nezdinde kabul gören strateji değişikliğine karşı BDGP içerisinde önemli derecede mücadele yürütülmüş ve süreç zorunlu olarak BDGP'yi güçler ayrılığa götürmüştür. BDGP Güçleri, 24 Eylül 1999'da "Kürdistan ve Türkiye Halklarına" başlıklı bir bildiriyle "PKK, DHP ve BYDÖ farklı bir zeminde, geriye kalan TKP (ML), MLKP, Devrimci Sol, TKP-Kı-vılcım, DSİH, PRK-Rızgari, BP/KK-T ve TDP ise BDGP'nin kuruluş bildirgesi temelinde hareket etmeye karar vermişlerdir" biçiminde bu süreçteki ayrılığı kamuoyuna ilan etmişlerdir. BDGP'nin yarattığı olumlu kültür ve devrimci örgütler arası seviyeli ve olgun yaklaşım şekli, bu ayrılık özgülünde de kendini net bir biçimde ortaya koymuştur. Daha sonra, BDGP'nin kalan güçleri "evet bu bir ayrışmadır. Ayrışmanın temelinde, gerek taktik, gerekse stratejik olarak sorunlara farklı yaklaşımlar yer almaktadır." Diyerek bu ayrışımın sürecini ve özünü "11 Ekim 1999'daki" bildirgesiyle kamuoyuna duyurmuşlardır. Bu ayrışmadan sonra, dışımızdaki güçleri de katarak büyüme arzusundaki platformumuz, kaçınılmaz olarak zayıflamıştır. Dışımızda kalan güçlere çağrılarımız bu süreçte de devam etti. Ki, kuruluş bildirgemiz bunu emrediyordu. Devrim için ayağa kalkan halklar bunu arzuluyordu. Bu çağrılanınız çeşitli kaygı ve yersiz, yanlış yaklaşımlar sonucu olumlu cevap bulmadı. BDGP güçleri bundan sonraki dönemde yapılan birkaç toplantıda gidişatı ve bundan sonraki hareket tarzım değerlendirdiler. Kuruluş Bildirgesinin ilke, amaç ve birlik ihtiyacının daha üst seviyelerde sürdürülmesinin doğru olduğu, bu kapsamda öncelikle geliştirilen "tasfiyeci" dalgaya karşı devrim ve reformizm arasında yürütülmesi gereken ideolojik ve siyasi mücadelede, devrimci güçlerin, devrim kavgasını yükseltme amacıyla birliğin bugün açısından daha da hayati bir önem taşıdığı, fikrinde birleşildi. Ancak; bunun, bundan sonra daha doğru bir biçimde hangi yöntemle ele alınıp yürütülmesi gerektiği noktasında, BDGP güçleri içerisinde farklı yöntem ve yaklaşımlar gündeme geldi. TKP(ML), TDP, PRK-Rızgari, BP/ KK-T, Devrimci Sol ve DSİH kuruluş ilkeleri doğrultusunda sürecin somut koşullarına uygun eylem ve ortak noktalarda belirlenecek taktiklerle BDGP'nin devam ettirilmesini; MLKP ise Kuruluş ilkeleri doğrultusunda eylem birliği ihtiyacımn doğru olduğu, ancak "BDGP kurucularından olan PKK'nin devrimci mücadele ve BDGP dışında kalışı; mücadelede birieştirilmesi gereken güçlerin önemli bir kısminin BDGP dışında olması ve onların eylem birliği ve ittifaklar politikasındaki farklı politikaları nedeniyle, bugünkü ortamda BDGP'nin misyonuna uygun bir rol oynama şansının olmadığı" ve" bu nedenle BDGP'nin kendini feshetmesini" önermiş; TKP-Kıvılcım, BDGP'nin devam ettirilmesi fikrini savunmasına rağmen, son toplantıda gelişmelerin tartışma ve sürüncemede beklemesi gerekçesiyle, platformdan çekileceğini söylemiştir. BDGP, bu tartışmayı değerlendirmiş; çekilebilecek örgütlerin durumunu da göz önüne alarak, kuruluş ilkeleri ve devrimci örgütleri bu eylem birliği platformu altında toparlama amacının zafiyete uğrayacağı ve bir daralmanın yaşanacağım tespit etmiştir. Bu nedenle BDGP'nin uygun bir biçimde sonuçlandırılmasının daha doğru olacağı kanaatine varılmıştır. Eylem platformunun ne bir yanlışlığı söz konusudur, ne de BDGP kuruluş, ilke, amaç ve pratiği yanlıştır. Tersine, eylem birliğine bugün daha çok ihtiyaç vardır ve halklarımızın ortak arzusu budur. Bu açıdan, BDGP'nin kuruluşundan bu ya-na üstlendiği misyon ve yürüttüğü müca dele çok anlamlı, Türkiye ve Kürdistan devrim mücadelesindeki ilklerden olup, bugün sonuçlanmasının yarattığı değer ve kazanımların yadsınması anlayışım doğurmayacaktır ve doğurmamalıdır. BDGP Güçleri, bundan sonraki dönemde de, BDGP'nin yarattığı ortak değerleri savunup, bu zemin üzerinden gerek yerel ve gerekse de merkezi düzeylerde, ihtiyaçlar özgülünde diyalog, ortak çalışma ve fikir alış verişinde bulunma anlayışıyla hareket edeceklerdir. Amaç, BDGP tecrübesi üzerinden bundan sonraki dönemde de devrimci hareketteki bölünmüşlüğü önlemek, yeni ve daha güçlü sonuç alıcı eylem birliklerini oluşturması çabasını sürdürmek, ortak amaç ve hedefiere daha güçlü devrimci vuruşları indirebilmek için, siper yoldaşlığı ekseninde emperyalizm ve dünya gericiliğine karşı açılan halkların bayrağım yükseltmektir. Son olarak; şunu bir kez daha ilan ediyoruz ki; Ulusal Kurtuluş, Devrim ve Sosyalizm mücadeleleri sürdüğü müddetçe. Devrimci güçler arası eylem birlikleri, her zaman gündemde olacak; atılan her olumlu adım, gelecekteki daha güçlü ve kalıcı birliklerin manivelası olacaktır. Türkiye Komünist Partisi (Marksist Leninist) TKP(ML)
Marksist Leninist Komünist Parti-MLKP
Türkiye Devrim Partisi-TDP
Devrimci Sol-Devrimci Sol
Türkiye Komünist Partisi-Kıvılcım-TKP-K
Bolşevik Parti/Kuzey Kürdistan-Türkiye-BP/KK-T
Devrimci Sosyalist İşçi Hareketi-DSİH
Partiya Rızgariya Kürdistan-PRK22 Kasım 99