AVRUPA CUMARTESI ANNELERI DAYANISMA PLATFORM MERKEZI'NIN NEWROZ VE SÜRECE ILISKIN AÇIKLAMASIDIR

PKK Genel Baskani Abdullah Öcalan'in Avrupa'ya çikisi ve ertesinde uluslararasi bir komployla fasist Türk devletince esir alinmasinin yasandigi bir süreçteyiz. Bu sürçe, PKK Genel Baskani Abdullah Öcalan'in özgürlügü ve can güvenligi için girisimlerin en üst ve en kapsamli düzeyde ele alinmasini gerektiren bir süreçtir. Bugüne kadar fasist devletin kaybettigi/katlettigi tüm insanlarin hesabini sorma, yeni kayiplarini olmasini engelleme sürecidir.
Iste böyle bir süreç içinde bu yil ki Newroz kutlamalari yapacagiz. Bu anlamda, bu yil ki Newroz kutlamalarinda "tüm kaybedilenlerin/katledinlenlerin hesabi verilsin!" "Yeni katliamlara ve kaybetmelere hayir!" siarlari ve "Abdullah Öcalan'a özgürlük!" "Abdullah Öcalan'in can güvenligi saglanmalidir!" siarlari tüm etkinliklerde yasam bulmalidir.
Tükenmisligini yasayan fasist Türk devleti, emperyalistlerin, özellikle de ABD emperyalizminin destegiyle, PKK Genel Baskani Abdullah Öcalan'i esir aldiktan sonra, basta Kürt ulusal kurtulus hareketi olmak üzere tüm devrimci, demokrat, komünist, ilerici insanliga karsi azgin ve kapsamli bir saldiri baslatti. Bu saldiri ile her türlü direnise ve karsi koyus yok edilmek istenmektedir. Galatasaray Lisesi önünde 27 Mayis 1995'ten bu yana sürdürülen Cumartesi Anneleri eylemine ve HADEP'e yönelik saldirilar açikca devletin çikmazini göstermektedir. Nitekim bu saldiri furyasi içinde katledinlerler listesine Süleyman Yeter' de eklendi. Ancak fasist devletin "zafer" diye sunmaya çalistigi bu gelisme, Kürdistan ve Türkiye halklari tarafindan bosa çikarilacaktir. Kürt ulusal kurtulus hareketi'nin ve tüm devrimci, demokrat insanligin düsmani sadece baskici Türk devleti degildir. Bir bütün olarak dünya emperyalist sistemi ve dünya gericiligidir. Abdullah Öcalan'in bu baskici devlet tarafindan esir alinmasindaki isbirligi bunun en açik kanitidir.
Biz, tüm Kürdistanli ve Türkiyeli devrimcilere, demokratlara, insanca bir yasamdan yana olanlara u çagriyi yapiyoruz: "Yeni kayiplara izin vermeyin!" "Abdullah Öcalan'in özgürlügü ve Kürt ulusunun özgürlügü sizin de özgürlügünüzdür, Özgürlügünüze sahip çikin!" "Katliamlara izin vermeyin!" "Fasist devletin halklari birbirine kirdirma siyasetine alet olmayin!" "Halklarin kardesligi için üzerinize düsen görevlere simsiki sarilin!"... Içinde yasadigimiz ülkelere gelince; bize diyorlar ki; "Kürt sorununu buraya tasimayin!" Peki soruyoruz: "Neden sizin tanklariniz ve silahlariniz Kürdistan'da?" Soruyoruz: Neden Abdullah Öcalan'in fasist Türk devleti tarafindan esir alinmasina ortak oldunuz?" "Sema, Ahmet, Sinan ve Mustafa Israil siyonist devletinin Almanya'daki ajanlari tarafindan katledilmedi mi?" "Bu katilleri koruyan ve kollayan arasinda sizin devletiniz yer almiyor mu?" "Onlarin katledilmesinin sorumlulari arasinda siz yok musunuz?"
Bu ülkelerdeki ilerici, devrimci, demokrat ve insan haklari savunucusu tüm kamuoyuna sesleniyoruz: "Hakli davamizi destekleyin!" "Ülkelerinizin silah ve para yardimlarina karsi koyun!" Biz, "demokrasi var" denilen ülkelerinizde sadece ve sadece demokratik bir zeminde hakli ve mesru olan bir çalisma yapiyoruz. Neden var olan temel hak ve özgürlükler, sira bize gelince yok sayiliyor?
Iste bütün bunlar bizim hakli davamizin önüne çikarilan engellemelerdir ve bu engellemelere karsi koymasi gereken öncelikle sizlersiniz. Kendi emperyalist devletlerinize karsi tavir almasi gereken sizlersiniz. Suskunluk su ortakligidir. Evet, 20. yüzyilin son Newroz'una girdigimiz ve onu özüne uygun olarak kutlamaya hazirlandigimiz bugünlerde, sonuna kadar demokratik zeminde mücadelemizi sürdürecegimizi ilan ediyoruz. Tüm kötülüklerin kaynagi emperyalizm ve gericilik denilen batakliktir. Bu batakligi kurutuncaya kadar da mücadelemize devam edecegiz.

Plattform der Vereinigten Revolutionären Kräfte