Emperyalizm, ezilen halklara yönelik saldırılarını durdurak bilmeksizin sürdürüyor. Bir yandan Kosova halkını koruma adı altında Yugoslavya halklarına bombalar yağdırıyor. Öte yandan, Kürt halkını topyekün imha hedefli kirli savaşında Türkiye egemen sınıflarını destekliyor, hatta yönlendiriyor.
PKK Genel Başkanı Abdullah ÖCALAN'nı TC'nin işkenceci cellatlarına reslim edilmesinde başrolü oynayanlar kendileri değilmiş gibi, bugün ÖCALAN'ın maruz kaldığı çok yönlü saldırı karşısında, bu durumdan rahatsızlık duyduklarını ifade eden emperyalistler, bir kez daha insan hakları söylemlerinin bir demagjiden ibaret olduğunu gözler önüne seriyorlar. Başta Abdullah ÖCLAN olmak üzere Türkiye faşizmine teslim edilen yüzlerce devrimci-demokratyurtseverin işkenceli sorgulardan geçirilerek tutuklandığı, hatta aralarından kimilerinin katledildiği yaşanan örneklerle kanıtlanmıştır. Bunca örnek ortadayken, yüzlerine insan hakları savunuculuğu maskesini geçiren emperyalistler, bu kez de İbrahim BİNGÖL'ü Türkiye egemenlerine teslim etmek üzere tutukladılar.
Kimdir İbrahim BİNGÖL? İbrahim BİNGÖL 12 Eylül öncesi devlet destekli sivil faşist teröre karşı mücadele eden DEV-GENÇ'in yöneticilerindendir. 12 Eylül cuntasının cellatları tarafından kuruşlanarak yaralı olarak ele geçirilmiş, 75 gün süren işkenceli sorguların ardından tutuklanmıştır, Devrimci Sol ana davasında idam istemiyle yargılanmış, 10 yıl boyunca zindanlarda sürdürülen direnişte hep en ön saflarda yer almıştır. 12 Eylül'ün faşist kimliğini, yargılamalarının adaletsizliğini, halklarımızın ve siyasi tutsakların maruz kaldıkları saldırıları teşhir etme amaçlı suç duyuruları ve savunma dilekçelerinden dolayı 22 yılı aşkın hapıs cezasına mahkum edilmiştir.
1990 yılında tahliye olmasının ardından yeniden mücadele saflarında yerini alan İbrahim BİNGÖL, siyasi duruşu nedeniyle faşizimin hazırlayıp uygladığı bir komplo sonucu yeniden işkence görerek tutuklanmıştır. Faşizmin zindanlarını delip geçme hakkını kullanarak yeniden devrimci mücadele içinde yerini alan İbrahim BİNGÖL 1998 yılı ayında siyasi mültecilik hakkını elde etmek üzere Belçika'da başvuruda bulunmuştur. Ancak Belçika devleti, Türkiye devletinin iade talebi üzerine, uluslar arası yasaları ayaklar altına alarak İbrahim BİNGÖL‘ü 29 Mart 1999 tarihinde tutuklanmıştır.
Ağızlarından insan hakları söylemlerini düşürmeyenlerin, bugün İbrahim BİNGÖL'ü işkencecilerin ellerine teslim etmek üzere tutuklamaları ve bunu kendi yasalarını dahi çiğneyerek yapmaları, faşist TC devletiyle suç ortaklığı anlamına gelir. İadenin gerçekleşmesi durumunda meydana gelecek her türlü insanlık suçundan sorumlu olmak anlamına gelir. Proletaryanın kanlı mücadeleler sonucunda burjuvaziden koparıp aldığı "özgürlük davası sonucu ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan yabancılarra sığınma hakkının gasp edilmesi anlamına gelir.
Faşizme karşı meşru müdafaa hakkını kullanmak, faşişizmi yenilgiye uğratmak ve insanın insanca yaşadığı bir toplum kurmak için devrimci mücadelede yer almak herkesin en dolğal hakkı olduğu gibi, aynı zamanda bir zorunluluktur da. İbrahim BİNGÖL bu haklı ve zorunlu görevi yerine getirmek, gibi onurlu bir duruş sergilediği için faşizmin her türlü saldırıları nasibini almıştır. Belçika devleti bu saldırılara ortak olmaktan uzak durmalı, Türkiye egemen sınıflarının baskı, işkence, katliam politikalarına alet olmamalıdir. İbrahim BİNGÖL derhal serbest bırakılarak, siyasi rnültecilik statüsünden yararlandırılmalıdır. Hiçbir devrimici-demokrat-yurtsever faşizmin kanlı pençeleri arasına atılmamalıdır.
KAHROLSUN FAŞİZM, YAŞASIN BİRLEŞİK DEVRİMCİ MÜCADELEMİZ!
FAŞİZMİN SUÇLARINA ORTAK OLMAK INSANLIK SUÇUDUR!
İBRAHİM BINGÖL'E, ÖZGÜRLÜK!
23 Nisan 1999
BİRLEŞİK DEVRİMCİ GÜÇLER PLATFORMU